Tüp bebek (IVF Tedavisi) yöntemi, kısırlık tedavilerinde uzun yıllardır kullanılan, günümüzde en çok tercih edilen, en başarılı yardımcı üreme yöntemlerden biridir. Bu yazımızda "Tüp Bebek Tedavisinde Nelere Dikkat Edilmelidir?" konusuna değineceğim.
Tüp bebek tedavisinde kadından alınan yumurtalar ile erkekten alınan spermler laboratuvar ortamında birleştirilir. Yumurtalarla spermlerin döllenmesi sonucu embryo adını verdiğimiz ilk insan hücreleri oluşur. Laboratuvarda inkübatör içinde embryoların gelişimleri izlenir ve 2 ile 5 gün arasında kadının rahmine yerleştirilir.
Muayene, ultrason ve gerekli testler ile çiftler değerlendirilerek tüp bebek tedavisi öncesi hazırlıklara başlanır ve en uygun tedavi protokolüne karar verilir.
Adetin 2. veya 3. günü günlük hormon ilaçları ve iğnelerle yumurtalıkların uyarılmasına başlanır. Belirli aralıklarla ultrason takipleri yapılarak yumurta içeren ve folikül adı verilen sıvı keselerinin büyümeleri takip edilir. Yeterince büyüdükleri zaman çatlatma iğnesi yapılarak 35-36. Saatte transvajinal ultrasonla ve hastaya hafif anestezi verilerek yumurta toplama işlemi gerçekleştirilir.
Kadından alınan yumurta sperm ile laboratuvar ortamında döllenir (ICSI-Mikroenjeksiyon) ve embriyo/embriyolar elde edilir. Elde edilen embriyo/embriyolar ince bir kateter ile anne adayının rahmine yerleştirilir.
Tüp bebek tedavisine başlamadan önce kendinize özen göstermeniz hamilelik şanınızı artıracaktır. Güzel bebeğinizi sağlıkla kucağınıza aldığınızda, eşinizle birlikte kaliteli yumurta ve spermlerin oluşması için elinizden gelenin en iyisini yaptığınız ve vücudunuzu en iyi şartlarda bu sürece hazırlamış olduğunuz için mutlu olacaksınız.
Tüp bebek tedavisine hazırlanmanız için ideal süre üç ila altı aydır. Bunun nedeni, bir yumurtanın olgunlaşmasının üç ay veya daha uzun sürmesidir. Yumurtalarınızın kalitesi, önceki birkaç ay boyunca yaşadığınız sağlıklı ortamın doğrudan göstergesidir. Bugünün sperminin 72 gün önce üretilmesi nedeni ile bu durum sağlıklı sperm elde edilebilmesi için de geçerlidir.
Tüp bebek tedavisi yapılan hastalarda yaşam tarzı ile birlikte yüksek vücut kitle indeksi, obezite, diyabet, sigara, aşırı beslenme, mikro besin eksiklikleri, yüksek lipitler dahil olmak üzere birçok değiştirilebilir risk faktörlerinin başarıyı olumsuz etkilediği gösterilmiştir.
Tüp bebek tedavisinde olumsuz yaşam tarzı faktörleri kronik düşük dereceli oksidatif strese yol açarak:
Kadınlarda
Erkeklerde
Tüp Bebek Tedavisinde ise Sonuç Olarak Tedavi Başına
İdeal kiloya sahip olun: İdeal kiloda olmak tedavi başarısı üzerine olumlu etki gösterir, fazla kilolu veya zayıf olmak hamile kalma şansınızı olumsuz etkileyebilir. Çok fazla veya çok az vücut yağı adet döngülerinin düzensiz olmasına veya tamamen durdurmasına neden olabilir, bu da gebe kalma şansınızı etkileyebilir. Yakın zamanda yapılan bir çalışmada, tüp bebek tedavisi gören fazla kilolu kadınlarda gebelik oranları normal kilolu olanlardan önemli ölçüde düşük bulunmuştur.
Sperm sağlığınızı koruyun: Testiste bulunan bir sperm kök hücresinin olgun sperme dönüşmesi yaklaşık 3 ay sürer. Genel olarak sağlıklı bir kiloyu korumak, multi vitamin kullanmak, fiziksel olarak aktif kalmak ve dengeli beslenmek sperm kalitesini iyileştirebilir. Ağır alkol ve sigara kullanımı testosteron üretiminin azalmasına, iktidarsızlığa neden olabilir ve sperm sayısını/kalitesini azaltabilir. Artmış skrotal (testislerin bulunduğu torbalar) sıcaklık sperm üretimini azaltabilir ve sperm kalitesini bozabilir. Tüp bebek uygulamasından en az 3 ay öncesinden baba adayları çok sıcak ortamlarda bulunmamalıdır. Faydaları tam olarak kanıtlanmamış olsa da, külot yerine boksır kullanmak, oturmayı azaltmak, sauna ve jakuzilerden kaçınmak ve skrotumun dizüstü bilgisayar gibi sıcak nesnelere maruz kalmasını sınırlamak sperm kalitesini artırabilir. Erkeklerde vitaminler ve antioksidanlar sperm sayılarını ve kalitesini artırarak tüp bebek sonuçları üzerinde faydalı bir etkiye sahip olabilirler.
Vitamin kullanımı: Normal diyetle yeterince alınamıyorsa selenium, E vitamini, D vitamini, magnesium, folik asit, çinko, koenzim Q10 ve Omega-3 kullanımı yumurta ve spermlerin kalitesini olumlu etkileyebilir. Yumurta ve spermin olgunlaşmasının üç ay sürdüğünü bildiğimiz için, ideal olarak, gebe kalmadan üç ila altı ay önce takviyelere başlamak daha iyidir.
Sigarayı ve içkiyi bırakın: Sigara ve tütün kullanımı veya tütün çiğnenmesi, uyuşturucular, alkol ve aşırı kafein tüketimi gebe kalabilme şansını azaltır. Nikotin rahim sıvısında vücudun diğer yerlerine göre on kat daha fazla konsantre bulunur. Nikotin yumurtalık rezervini olumsuz etkiler, yumurtalıkları yaşlandırarak yumurtaları döllenmeye karşı dirençli hale getirir, sigaraya maruz kalan yumurtaların döllenme oranları daha azdır.
Sigara içen erkeklerin sperm sayı ve sperm hareketliliğinin azalma ihtimali yüksektir. Araştırmalar sigara içen erkeklerde spermlerin DNA hasarının arttırdığını göstermiştir. DNA hasarlı sperm, döllenme, embriyo gelişimi, embriyo yerleşmesi üzerine olumsuz etki gösterirken gebelikte düşük yapma riskini de artırır. Araştırmalar alkol tüketimi ile tüp bebek başarısı ve canlı doğum olasılığının azalması arasında ilişki olduğunu göstermiştir. Ağır alkol kullanımı testosteron ve sperm üretiminin azalmasına neden olabilir.
Gebe kalabilmenize yardımcı olabilecek yiyecekler yiyin: Folik asit ve çinko gibi antioksidanlar içeren yiyecekler erkek ve kadınlarda hamilelik şansını artırabilir, sperm ve yumurta hücrelerine zarar verebilecek serbest radikalleri etkisiz hale getirirler. Taze sebze ve meyvelerden oluşan doğal ve sağlıklı beslenme, ceviz, badem ve fıstık tüketmek faydalıdır.
Düşük karbonhidratlı diyetler, adet düzenine yardımcı olurken sağlıklı bir kiloyu korumanıza, insülin seviyelerini düşürmenize ve yağ kaybınızı hızlandırmanıza yardımcı olabilir. Özellikle polikistik overli kadınlarda karbonhidrat alımının azaltılması gebelik elde edilmesini kolaylaştırır.
Karbonhidrat miktarının yanı sıra türü de önemlidir. Şekerli yiyecekler ve içecekler ve beyaz makarna, ekmek ve pirinç gibi işlenmiş tahıllar dahil olmak üzere rafine karbonhidratlar çok hızlı emilir ve kan şekeri ve insülin seviyelerinde ani yükselmelere neden olur. Rafine karbonhidratların glisemik indeksi yüksektir. Glisemik indeks karbonhidratlı bir gıdanın kan şekerinizi ve insülininizi ne kadar hızlı yükselteceğini gösterir. Kanda sürekli yüksek insülin seviyesi yumurtanın olgunlaşmasını olumsuz etkiler, yumurtlamayı sağlayan üreme hormonlarının daha az üretmesine neden olabilir.
Süt ürünleri ve laktoz yumurtlama işlevlerini etkileyerek doğurganlığınızı azaltabilir. Su tüketimine özen gösterilmelidir. Gün içerisinde en az 2 litre su içilmelidir.
Egzersiz yapın: Araştırmalar son yılda aktif yaşam ve egzersiz/spor endekslerine sahip olan kadınların klinik gebelik şanslarının daha yüksek olduğunu haftada 4 saatten fazla egzersiz yapan kadınların canlı doğum oranlarının azaldığını göstermektedir. Fiziksel aktiviteniz az ve kilonuz fazla ise günlük egzersizler hamile kalmanıza yardımcı olabilir. Orta düzeyde fiziksel aktivite, yumurta ve spermleri koruyan güçlü antioksidan enzimlerin seviyelerini artırabilir. Hafif egzersizler stresinizi azaltır. Yoğun kardiyovasküler egzersizlerden kaçınılması ve haftada dört saatten fazla egzersiz yapılmaması önerilmektedir. Tüp bebek tedavisinin belli aşamalarında ise egzersizlerin tamamen durdurulması gerekir.
Stresinizi azaltın: günlük yaşamda stresi en az düzeye indirmeli Stres tüp bebek tedavisinde oldukça önemli bir faktördür. Tüp bebek tedavisine karar vermek ve tedavi süreci çiftler için heyecanlı olması yanında duygusal olarak stresli ve bunaltıcıdır. Tüp bebek tedavisinde stresten kaçınmak, rahat ve huzurlu bir atmosferde olmak, güven duymak ve huzurlu olmak sonucu olumlu etkileyen faktörlerdir. Stresin tüp bebek tedavisi başarısı üzerine etkisini araştıran çalışmalar stresin canlı doğum şansını %7 azalttığını ve stresin giderilmesi ile gebelik oranlarının arttığını göstermektedir. Araştırmalar, daha düşük fizyolojik stres seviyelerinin daha yüksek tüp bebek başarısı sağladığını ve rahat hissetmenin gebe kalmayı kolaylaştırdığını desteklemektedir. Tüp bebek için hazırlanırken stresi azaltmak önemlidir. Bu dönemde çiftlerin iletişim halinde olmaları ve birbirlerini anlamaları gerekir. Tüp bebek tedavisi gören çiftin uyum içinde olması ve birbirlerine güven duymaları strese kapılmalarını engelleyecektir. Yaşam hızının yavaşlatılması, zihni bu süreçten uzaklaştırmak ve kaygıyı azaltmak için meditasyon yöntemleri, yoga, akupunktur, günlük tutulması, stressiz hobiler, farkındalık egzersizleri, yürüyüş ve benzeri aktiviteler stresin azaltılmasına yardımcı olur. Konuşma terapisi de duyguları çözmek ve onlarla sağlıklı bir şekilde nasıl başa çıkacağınızı öğrenmek için yararlı olabilir. Hamile kalmakla ilgili kaygılar ve paylaşımlardan uzak durarak bu süreci olabildiğince keyifli aktivitelerle geçirmek strese iyi gelir. Deneyim ve başarılarını önemsediğiniz doktorunuz sizi rahat hissettirecek, bu duygusal ve zorlu süreçte yanınızda olacaktır, desteklendiğinizi ve anlaşıldığınızı hissetmeniz önemlidir. Kafanıza takılan tüm endişeleri ve soruları doktorunuzla paylaşmak kaygılarınızdan uzaklaştırır.
Nefes Egsersizleri: Nefes egzersizleri stresinizi azaltmak amacı ile kullanılabilecek yöntemlerden biridir. Derin nefes beyninize sakinleşmek ve rahatlamak için bir mesaj gönderir. Beyin daha sonra bu mesajı vücudunuza geri gönderir. Stresli olduğunuzda kalp atış hızınız, solunum hızınız ve kan basıncınız artar. Nefes egzersizleri rahatlamak, gerilimi azaltmak ve stresi azaltmak için iyi bir yoldur. Nefes egzersizlerinin öğrenilmesi kolaydır, istediğiniz zaman yapabilirsiniz ve yapmak için herhangi bir özel alet veya ekipmana ihtiyacınız yoktur. Karnınızın derinliklerine nefes almak, vücudunuzdaki stres hormonlarını herhangi bir ilaçtan daha hızlı bir şekilde ortadan kaldırır ve bunu istediğiniz zaman, istediğiniz yerde yapabilirsiniz. Örneğin, doktor kontrolleri, yumurtalıkların uyarılma sürecinde, yumurta toplama veya embriyo transferi sırasında.
Uykunuzu düzenleyin: Uyku hem fiziksel ve zihinsel sağlık yanında genel olarak sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek için gereklidir. Uyku ve doğurganlık karmaşık bir şekilde bağlantılıdır. Uykunun kalitesi ve süresi seks hormonlarını, sperm üretimini ve yumurtlamayı etkiler. Çalışmalar her gece 7 ila 8 saat uyuyanların hamilelik oranının, daha kısa veya daha uzun süre uyuyanlardan önemli oranda daha fazla olduğunu göstermektedir. Uyku döngümüz sirkadiyen ritmimiz tarafından düzenlenir. Sirkadiyen ritim, güneşin aydınlık-karanlık döngüsüne dayanır ve beynin hipotalamusta bulunan suprakiazmatik çekirdek adı verilen bir kısmı tarafından kontrol edilir. Bu sirkadiyen ritim, ışığa maruz kalma miktarından egzersize ve sıcaklığa kadar çeşitli çevresel ve kişisel faktörlerden etkilenebilir. Bir rutine bağlı kalmak ve her gün aynı saatte yatıp kalkmaya çalışmak, alkol ve kafeini almamak sağlıklı uyku döngüleri ile daha kolay uykuya dalmanıza yardımcı olur. Yatak odanızın sıcaklığının 15 ila 19ºC arasında olması uyku kalitenizde önemli bir fark yaratabilir. Dışarıdan gelen sesleri engelleyerek yatak odanızı olabildiğince sessiz tutmaya çalışmalısınız. Uyumadan önce yatakta kitap okumayı seviyorsanız, yatak odanızın ışığının mümkün olduğunca az olmasına dikkat edin. Yatmadan hemen önce ılık bir duş veya sıcak bir banyo rahat uykuya yardımcıdır.
Yaşam tarzınıza dikkat edin: Tüp bebek tedavisinin başarı oranlarını fiziksel, davranışsal, genetik, sosyo-ekonomik, çevresel veya mesleki faktörler etkileyebilir. Ağır metaller, klor bileşikleri, poli-klorlu bifeniller, dioksin, havadaki partiküllü kirleticiler, depolama alanlarından yayılan maddeler dahil olmak üzere çok çeşitli toksik ajanlara çevresel maruziyet tüp bebek başarısını olumsuz etkileyebilir. Pestisitlere, kurşuna ve diğer toksinlere maruz kalmak sperm miktarını ve kalitesini etkileyebilir. Mesleki olarak maruziyet varsa koruyucu giysi ve ekipman giyerek ve kimyasallarla cilt temasından kaçınarak kendinizi koruyun.
İlaçlarınızı kontrol edin: Kalsiyum kanal blokerleri, trisiklik antidepresanlar, anti-androjenler ve anabolik steroidler gibi bazı ilaçlar yumurtlama tedavisinde kullanılan ilaçlarınızı etkileyebilir, hormonal dengesizliklere neden olabilir ve tüp bebek tedavisinin başarısını azaltabilir. Olumsuz etkileşimlerden kaçınmak için doktorunuza kullandığınız tüm ilaçlarınızı ve gıda takviyelerinizin tam bir listesini verin.
Anne ve baba adaylarının önceki tedavileri veya mevcut hastalıkları hakkında tüm bilgileri eksiksiz olarak doktorlarına iletilmeleri tedavinin daha başarılı sonuçlanmasına yardımcı olacaktır.
Tedaviye başlamadan önce çiftler tüp bebek yöntemiyle ilgili tüm aşamalarla ilgili bilgi sahibi olmalıdırlar. Böylece kendilerini nasıl bir sürecin beklediğini bilerek, daha sabırlı davranabilirler ve tedavinin bazı yan etkileri veya olumsuz sonuçlarını kabullenebilirler.
Tüp bebek tedavisi başladığında yapılacak işlemler konusunda önceden detaylı bilgi sahibi olmak, tüp bebek tedavisi sırasında yumurta uyarma ve çoğaltma amaçlı verilen ilaç ve iğne tedavilerine, ilaç doz ayarları ve iğnelerin uygulandığı saatlere dikkat etmek, ilaçları zamanında ve doğru uygulamak, randevu saatlerine özen göstermek, doktorun önerilerini dikkatle yerine getirmek tedavi başarısını artırır.
Baba adayı yumurta toplandığı gün sperm örneği verir, bu nedenle son 3 gün cinsel ilişkiye girmemesi ve boşalmaması gerekir.
Transfer sonrası yatak istirahati gerekiyor mu?
Embryo transferinde anestezi gerekmediği için embryolar rahime yerleştirilikten kısa bir süre sonra eve dönülebilir. Embriyo rahim duvarına transferinin yapıldığı gün veya sonraki gün tutunur, bu nedenle bu iki gün dinlenmek ve kendinize özen göstermek oldukça önemlidir.
Transfer sonrası ilk bir kaç gün uzun yolculuklara çıkılmaması, evde dinlenilmesi uygun olur, yatak istirahati gerekmez.
Gebelik testine kadar geçecek 10-12 günlük süre içinde normal günlük aktivitelere devam edilebilir, ağır sporlar yapılmamalıdır. Çalışılıyorsa iş hayatına geri dönülebilir. Hapşırmak veya öksürmek embriyonun tutunmasını olumsuz etkilemez. Duş alınabilir ancak hamam veya kaplıcaya önerilmez.
Embriyo transferinden sonra alınması gereken ilaçlar var mı?
Tüp bebeğe ilk başvurunuzda halihazırda almakta olduğunuz diğer ilaçlar hakkında size sorular sorulur ve ilaçlarınızdan herhangi birinin tüp bebek tedavisini, gebeliği veya hamileliği etkileyip etkilemediği konusunda size tavsiyelerde bulunulur.
Tedavi sürecinizde doktorunuzun reçete etmediği ilaçlar ve besin takviyeleri kullanımı bırakılmalıdır. Bazı ilaçlar ve takviyeler tedavi sürecinizde kullanılan ilaçlarla etkileşime girebilir ve süreci olumsuz etkileyebilir.
Tüp bebek tedavisinde başarı, tedavi sonrasındaki süreci de kapsamaktadır. Doktorunuzun tedavi sürecinde kullanmanızı önerdiği ilaçları almayı ihmal etmeyin. Tüp bebek tedavisinden sonra verilen ilaçlar düzenli ve eksiksiz şekilde kullanılmalıdır. Transfer sonrası doktorunuzun bilgisi olmadan basit ağrı kesici dahil hiç bir ilaç kullanmayın.
Embryonun rahime tutunma şansını artırmak ve hamilelik gerçekleşirse devamını kolaylaştırmak için transferden sonraki ilk haftalarda luteal destek ilaçları kapsamında başta progesteron hormonu olmak üzere verilen tüm ilaçlar kullanılmaya devam edilmelidir. Progesteron hamileliği sürdürmek için kritik olan önemli bir hormondur, bu nedenle genellikle tüp bebek tedavisinde kullanılır.
Transferinizden sonraki günlerde ortaya çıkabilecek belirli şikayetlere dikkat etmeniz ve doktorunuz ile iletişim halinde olmanız gerekir.
Yumurtlama ilaçları alan kadınlarda bazen yumurtalıklar fazla yumurta geliştirerek hiperstimülasyon sendromu (OHSS) adı verilen bir durum geliştirebilir.
OHSS aşağıdaki gibi şikayetlere neden olabilir:
Bu şikayetler hafif olabileceği gibi nadiren ciddi olarak hızlı bir şekilde kötüleşebilir. Aniden kilo alırsanız veya karnınızda şiddetli ağrı hissederseniz hemen doktorunuzu arayın ve şikayetlerinizi bildirin, doktorunuz gereğini yapacaktır, merak etmeyin.
Genellikle transferden sonraki iki haftalık süre boyunca cinsel ilişkiden uzak durulması önerilir. Bu konuda farklı görüşler vardır ancak vajinal ilişki rahim kasılmalarını tetikleyebileceğinden bu aşamada ilişkiden kaçınmanızı öneririz.
Embriyonun rahim duvarına tutunması için herhangi bir uyku pozisyonunun diğerlerinden daha iyi olduğunu gösteren hiçbir kanıt yoktur. Embriyo, rahminiz hazır olduğunda, rahim duvarı istenilen kalınlık ve yapıda embriyonun tutunabilmesi için ideal olduğu zaman transfer edilir.
Her şey arzu edilen şeklide devam ederse önünüzdeki 9 ay boyunca vücudunuzda küçük bir insan büyüyecek. Yukarıda “Gebe kalabilmenize yardımcı olabilecek yiyecekler yiyin” bölümünde anlattığımız gibi çeşitli meyve ve sebzelerin yanı sıra kalsiyum, proteinler, B vitaminleri ve demir açısından zengin yiyecekler ile beslenmeye devam edin.
Hamileyken folik asit nöral tüp kusurları, doğuştan kalp kusurları ve yarık dudak veya damağı önlemek için kullanılır. Folik asit bir B vitaminidir ve günlük olarak 400 mcg alınması gerekir. Daha önceki hamileliğinizde nöral tüp defekti olan çocuğunuz olmuşsa daha yüksek doz almanızı gerekebilir.
Embryo/embryolar rahim duvarına yerleştirildikten sonra 3. Gün transferlerinde 12. Gün, 5. Gün transferlerinde 10. Gün gebelik testi idrarda veya kanda yapılabilir. Gebelik testi pozitif sonuç verirse 15 gün sonra ultrason muayenesi yapılır. İlk muayenede gebelik kesesi içinde olan embryonun ultrasonda kalp atışları duyulabilir ve görülür.
Hamile olan bazı kadınlarda lekelenme olabilir, bazılarında görülmez. Hamile olan bazı kadınlarda kramplar olur, bazılarında olmaz.
Bazı kadınlarda memelerde hassasiyet, ruh hali değişimleri ve daha fazlası vardır veya bazı kadınlar hiçbir şey hissetmez. Bu nedenle ilaçlarınıza devam edin ve doktorunuzun önerdiği zaman gebelik testinizi yaptırın.