Yumurta ile spermin döllenmesi sonucu var olan ilk insan hücreleri ve organlarının gelişim dönemindeki bebeğe embryo adı verilmektedir. Embryonun şekillenmesi, erişkin insan haline gelmesi sırasında duyguları, düşünceleri ve davranışları da gelişmeye başlar.
5. haftadan itibaren şekillendirilmeye başlanan beyin korteksi, insan olma yolunda hareket, düşünme, konuşma, plân yapma kabiliyetlerinin yavaş yavaş gelişmesini sağlar. 9. haftadan itibaren bebek hıçkırabilir ve gürültüye tepki verebilir. 12. haftadan itibaren ağrıya duyarlı, yeri geldiğinde ağlayan bir bebek haline gelir.
5-6. aylarda işitmeyle annesinin sesini tanımaya başlar ve anne sesi ile sakinleşir. Kapı sesi veya araba kornası gibi seslerde ana rahmindeki bebeklerde irkilme olur. Anne karnında hisseden, kısmen gören ve işiten bebeğin öğrenme ve hatırlama özellikleri gelişir.
Bebeğin dıştaki olaylardan etkilendiği ve kendine özgü psikolojik bir yapısı olduğu gösterilmiştir. Anne güldüğünde, bebek ana rahminde yukarı doğru yönelir ve aşağı-yukarı bir şekilde hızlı hızlı hareket eder.
Anne karnında bebek saatte ortalama 50 kez hareket eder. Annenin stresli olduğu zamanlarda, bebeğin kalp atışlarının hızlandığı ve hareketlerinin arttığı bilinir. Annede olabilecek depresyon, endişe ve uyum problemleri, anne karnındaki bebeğin etkilenmesine sebep olur. Bu yüzden, ana rahminde gelişen bebeğin dış dünyadan etkilendiği ve anne psikolojisinin bebeğe yansıdığını düşünerek, hamilelik döneminin sağlıklı ve rahat bir psikoloji ile geçirilmesi gerekir.
Anne karnındaki bebeğin, annenin huzuru ve rahatlığı ile desteklenmesi gerekir. İyi beslenen, az stresli ve toksik maddeler almayan anneler hamilelik dönemlerinde bebekleri ile yeterli miktarda konuşurlar, rahatlatıcı sesler oluştururlar ise, çocukları daha zeki, konuşma kabiliyeti daha iyi, hareketleri daha dengeli ve sosyal olarak daha uyumlu olmaktadır.
Bebekler karakter ve mizaçları farklı olarak doğarlar. Anne karnında kişisel özellikleri belirleyen davranışların ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı şu anda yoğun araştırma konularından biridir. Araştırmalar anne karnında çok aktif olan bebeklerin yeni doğan döneminde daha sinirli olduğunu göstermektedir. Uyku/uyanıklık dönemleri düzensiz olanlar yeni doğan dönemlerinde daha az uyumaktadırlar.
Anne karnında bebek annenin çok fazla miktarda olan hormonlarının etkisi altındadır ve bu nedenle biyolojik ritmi annenin uyku/uyanıklık süreleri, onun yemek yeme düzeni ve hareketlerinden etkilenir. Annenin strese karşı verdiği hormonal cevap çok önemlidir. Araştırmalar tansiyonu yüksek seyreden gebelerin yeni doğan bebeklerinin daha aktif ve huzursuz olduklarını göstermiştir.
Anne Karnındaki Ortam Bebeğin Zekasını Etkiliyor mu?
Stres, diyet ve toksinlerin zeka üzerine olumsuz etkileri olabilir. Bazı araştırıcılar zeka üzerine artık genlerden çok bebeğin anne karnındaki ortamının etkili olduğu görüşündeler. Zekayı doğumdan önce yaradılış, doğumdan sonra yetiştirme koşulları etkiler görüşü artık değişmektedir. Anne tarafından sağlanan doğum öncesi ortam da artık önemlidir. Doğacak bebeklerinin zihinsel gelişimlerini daha ileriye taşımak isteyen anne baba adayları işe doğum öncesi bebeğe iyi beslenme, düşük stres ve ilaçtan uzak bir ortam sağlayarak başlayabilirler. Belirli aralarla bebeği sarsmayı, kağıt boru veya gebe borusu ile konuşmayı, klasik müzik dinletmeyi hatta anne karnında bebeği yanıp sönen ışıklarla uyarmayı önerenler vardır.
Acaba bunlar işe yarıyor mu, daha önemlisi güvenli mi?
Bu yöntemleri kullananlar çocuklarının daha zeki, sözel ve müzik yeteneklerinin daha fazla, fiziksel olarak daha koordine ve sosyal uyumlarının daha iyi olduğunu savunmaktadırlar. Ancak bilim adamları bu konuda şüphelidir. Hatta dürtme, sallama ve bebeği uyarmanın onun gelişimsel sıralamasını değiştirebileceği ve beyin gelişimini etkileyen herhangi bir etkinin bir bedeli olacağını iddia etmektedirler. Sonuç olarak anne karnında bebek, beslenmesi yanında annenin yaşadığı ortamdan, onun psikolojik durumundan, çevresel toksinlerden, ses ve uyaranlardan etkilenmekte ve bedensel ve zihinsel gelişimi de bunlara uyum sağlayarak etkilenmektedir. Anne ve baba adayları doğacak bebeklerinin sağlıklı, fiziksel ve sosyal uyumları fazla, zeki olmaları için anne karnından başlayarak çocuklarına huzurlu ve güvenli bir ortam sağlamayı önemsemelidirler.
1983 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra 1985-1989 yılları arasında Zekai Tahir Burak Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Kadın Hastalıkları ve Doğum ihtisasımı tamamladım. 1990-1991 yılları arasında Üreme Endokrinolojisi, İnfertilite ve Tüp Bebek konularında İtalya Modena Üniversitesinde 1 yıl süre ile eğitim gördüm.