Tüp bebek tedavisi yapılan değerlendirmeler ve testler sonrasında çiftlerin problemlerine göre bazen ilk tedavi seçeneği olabileceği gibi bazen de diğer tedavilerle hamile kalamayan çiftlerde gebelik elde etmek için uygulanan tıbbi bir yöntem olarak seçilir.
Tüp bebek tedavilerinde asıl amaç anne ve baba adaylarından yeterli sayı ve kalitede olgun yumurta ve sperm elde edilip bunların laboratuvar ortamında döllenmesini sağlamaktadır. Bu yazımızda tüp bebek tedavisinde vitaminler konusundan bahsedeceğiz.
Yumurta ve spermin üretimi ve olgunlaşma süreci yaklaşık 3 ay önceden başlamaktadır.
Çalışmalar çocuk isteği olan çiftler arasında mikro besin takviyesi kullananların daha yüksek gebelik oranlarına sahip olduklarını, haftada en az 3 kez multivitamin alan kadınlarda yumurtlama bozukluğuna bağlı kısırlığın daha az görüldüğü ve bazı mikro besinlerin kadın doğurganlığını artırabildiğini göstermektedir.
Tüp bebek tedavisi gören çiftlerde tedavi başarısını artırmak için mikro besinlerin (özellikle antioksidan tedavi) kullanılmasına ilişkin oldukça fazla sayıda çalışma vardır ve tüp bebek tedavisi klinik sonuçlarını iyileştirmek için umut verici bir yaklaşım olduğu kanıtlanmıştır.
Çinko, bakır ve selenyum gibi minerallerin yanı sıra B vitaminleri, folat ve diğer antioksidanlar DNA sentezindeki sayısız süreçlerde önemli rol alırlar, bu nedenle beslenmenin moleküler düzeydeki önemi iyi bilinmelidir.
Çiftlerin tüp bebek tedavisi öncesinde beslenme ve yaşam tarzlarına özen göstermeleri oldukça önemlidir. Bu özene tedavi sırasında, embryo transferi sonrasında gebelik testi sonucunu bekleyene dek ve gebelik gerçekleşirse tüm gebelik boyunca devam edilmelidir.
Folik asidin günde 400 mikrogram alınmasının nöral tüp kusurları gibi bazı fetal anormalileri önlediği gösterilmiştir. Hamileliği planlamadan en az 3 ay önce başlanmalıdır. Folatın doğal formu gıdalarda (lahana, ıspanak ve brokoli gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler) bulunur, sentetik form olan Folik Asit ise birçok vitamin takviyesinde vardır.
Güçlü antioksidanlar sperm ve/veya yumurtaların kalitesine zarar verebilecek unsurları engelleyerek doğal metabolik dengeyi düzenler. Antioksidanlar doğal hücresel homeostazın kontrolünde daha iyi bir oksi-redoks dengesinin sağlanmasına yardımcı olur. Bu nedenlerle tüp bebek tedavisi ile hamile kalmak isteyen çiftlerde hamilelik şansını artırır.
Antioksidanlar, kısırlık sorunu olan erkeklerde sperm oksidatif hasarını önemli ölçüde azaltarak sperm sayısı, hareketi ve kalitesini iyileştirir. Antioksidanların kullanımının erkeklerde reaktif oksijen türlerinin sayısını azalttığı, spermi oksidatif hasardan koruduğu ve sperm parametrelerini iyileştirdiği ve bu sayede erkek kısırlığını düzelterek yardımcı üreme tekniklerinde gebelik oranlarında önemli bir iyileşme sağladığı gösterilmiştir.
Koenzim Q10 hücresel enerji üretimi için kritik öneme sahip enzimdir. CoQ10 alınması mitokondri işlevini artırarak yumurta kalitesini iyileştirebilir. Çalışmalar Koenzim Q10’in yumurtaların yaşlanmasının tersine çevirebileceğini göstermiştir. Özellikle 37 yaş ve üstü olan kadınların yumurta kalitelerini artırmak için Koenzim Q10 kullanmaları önerilir.
CoQ10 seviyelerinin düşük olmasının döllenme problemlerine ve genetik mutasyonlarla ilgili sorunlara katkıda bulunabileceği ve embriyonun canlılığını azaltabileceği gösterilmiştir.
Rahim, endometrium, yumurtalıklar ve plasenta dahil olmak üzere kadın üreme sisteminde D vitamini reseptörlerinin var olması kadın doğurganlığında D vitamininin önemli bir rolü olduğu görüşünü desteklemektedir.
D vitamini seviyelerinin düşük olmasının kadın ve erkeklerde üreme sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Çalışmalar D vitamini eksikliğinin, özellikle gestasyonel diyabet, endometriozis, polikistik over sendromu (PCOS),bakteriyel vajinoz, erken doğum ağrıları ve preeklampsi gibi bazı kadın üreme sağlığı hastalıkları ile ilişkili olduğunu göstermiştir. D vitamini eksikliği gebelik sürecini olumsuz etkiler.
D vitamini kadınlarda yumurtalık rezervini gösteren anti-Müllerian hormonunun (AMH) yapımında rol alır. D vitamini, östrojen hormonunun üretiminin artmasındaki rolü ile yumurtaların sayı ve kalitesini ve gebelik sonuçlarını etkiler. Folikül sıvılarındaki D vitamini miktarı ile tüp bebek başarısı arasında önemli bir ilişki olduğu, folikül sıvılarında ve serumda yüksek D vitamini seviyesinin tüp bebekte gebe kalma şansını artırdığı gösterilmiştir.
Tüp bebekte D vitamini ayrıca embryonun rahime tutunmasında ve gebeliğin oluşmasında önemli olan endometrium denilen rahim iç takakasının immün yanıtı ve desidualizasyonunun sağlanmasında rol oynar. D vitamini, yumurtaların sayısını ve kalitesini etkilemesinin yanı sıra embryonun rahime tutunma oranını artırarak tüp bebek başarısını artırır.
D vitamini kadınlarda gebelik oranlarını artırarak, erkeklerde sperm kalitesini iyileştirerek tüp bebek sonuçları üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir.
E vitamini takviyesi kadınlarda gebe kalma süresini kısaltarak, erkeklerde sperm hareketliliğini artırarak ve oksidatif hasarı azaltarak tüp bebek sonuçlarını iyileştirir. Bir çalışmada, tek doz olarak veya 10-400 mg/gün dozunda kullanılan E Vitamininin gebelik oranlarını anlamlı olarak artırdığı gösterilmiştir.
Omega-3 yağları sağlıklı bir beyin ve sinir sistemi gelişimi için gereklidir. Dokosaheksaenoik asit (DHA),bebek beyin ve göz gelişimi için hayati öneme sahiptir. Omega-3 yağlarının en iyi kaynağı sardalya, somon ve uskumru gibi yağlı balıklardır ancak bunlarda ağır metaller ve dioksinler gibi toksinler yüksek oranda bulunabilir. Yağlı balık alımını haftada iki porsiyonla sınırlandırmak ve omega-3'ün geri kalanını takviye olarak almak mantıklıdır.
Çinko (Zn),vücutta depolanmayan, insanlarda en bol bulunan ikinci eser elementtir, bu nedenle diyetle düzenli alıması gereklidir. Çinko mikro elementi erkek üreme sisteminde gereklidir. Erkek kısırlığının önlenmesi, teşhisi ve tedavisinde birçok potansiyele sahip bir besin olarak düşünülebilir. Spermin baş DNA'sının hasardan korunmasında görev alır. Gözlemsel çalışmalar, düşük çinko düzeylerinin veya eksikliğinin düşük testosteron seviyeleri, kötü sperm kalitesi ve artmış erkek kısırlığı riski ile ilişkili olduğunu göstermektedir.
Çinko yumurtanın bölünmesi, döllenmesi, DNA’sının düzenlenmesi ve embriyonun gelişiminde rol oynar. Çinko için önerilen günlük alım miktarları yetişkin kadınlar için günde 8 miligram, hamilelik ve emzirme döneminde ise günde 12 miligramdır.
Magnezyum sadece hamile kalmaya çalışırken değil aynı zamanda hamilelik sırasında da önemlidir. Hamilelikte magnezyum eksikliği olması, plasenta, düşük ve erken doğum ile ilişkili problemler yaşanma risklerini artırabilir.
Demir takviyesi kullanımı ve diğer kaynaklardan alınan hem olmayan demir tüketimi yumurtlama bozukluklarına bağlı kısırlık riskini azaltabilir.
Dehidroepiandrosteron (DHEA),adrenal bezde ve yumurtalıklarda üretilen bir androjendir. DHEA, östradiol ve testosterona dönüşebilen zayıf bir androjendir.
DHEA takviyelerinin yumurtaların sayısı ve kalitesinde artış yapabileceği ile ilişkili umut verici sonuçlar bildirilmiştir. DHEA takviyesinin folikül olgunlaşmasının gerçekleştiği yumurtalık ortamını iyileştirerek antral folikül sayısının fazlalaşmasına ve AMH düzeylerinin yükselmesine ve dolayısıyla yumurtalık rezervinin artmasına ve anöploidi (kromozomal anormallik) oranının azalmasına neden olduğu düşünülmektedir.
DHEA takviyesi yumurtalık rezervi azalmış genç kadınlarda gebelik oranlarını artırmasının yanı sıra yaşa bağlı azalmış yumurtalık rezervi olan daha ileri yaştaki kadınlarda anöploidi (kromozomal bozukluk) oranının ve sonuç olarak düşük oranının azalmasında rol oynar.