Gebelik, son adet döneminin ilk gününden itibaren ortalama olarak 280 ± 15 gün veya 40 ± 2 haftalık bir süreçtir. Bu süreç içerisinde tüm vücudu etkileyen belirgin değişiklikler meydana gelir.
Annede mevcut hastalıkların saptanıp, gebeliğe bağlı oluşabilecek sağlık sorunlarının erkenden belirlenebilmesi, gerekli önlemlerin zamanında uygun şekilde alınabilmesi, bebekteki yapısal bozuklukların erken gebelikte tespit edilebilmesi ve doğumun doğru zamanda iyi koşullarda yapılabilmesi için, gebelerin gebelik süresi boyunca düzenli aralıklarla kontrolleri yapılmalıdır. Bugün tüm dünyada, gebelik süresince düzenli olarak yapılan takipler ile anne ve bebek ölümlerini en az düzeye düşürmek hedeflenmektedir.
Birçok gelişmiş ülkede bu büyük bir oranda başarılmış olmakla birlikte ülkemiz halen anne ve bebek ölümleri açısından geri kalmış ülkeler sınıfında yer almaktadır.
Adet gecikmesi olan bir hastada gebelik testi pozitif ise gebeliğin kesin tanısı ve normal olup olmadığı ultrasonografi ile değerlendirilmelidir. Vajinal ultrasonografi ile 5-6. haftada uterusun içinde gebelik kesesi, 7-8. haftada bebek ve kalp atımı gösterilir. Ayrıca normal gebelik dışındaki durumlar (boş gebelik, dış gebelik, üzüm gebeliği,çoğul gebelik, vs.) varsa, tespit edilir. Vajinal ultrasonografinin gebelikte hiçbir sakıncası yoktur ve ağrısız bir işlemdir.
Gebelik yaşı son adetin başladığı ilk günden itibaren hesap edilir.
Gebelik takibi 32.haftaya kadar ayda bir, 32-36. haftalar arasında iki haftada bir, 36. haftadan sonra haftada bir olacak şekilde muayene gerektirir. Ayrıca normalin dışında belirtiler olduğunda ek muayeneler gerekebilir. Her muayenede kilo ve tansiyon takibi yapılır.
İlk muayene: Gebenin önceden mevcut olabilecek sağlık sorunlarıyla ilgili hikayesi kaydedilir, önceki gebelikleri ile ilgili bilgiler alınır, ailedeki kalıtsal hastalıklar ve kronik hastalıklar, sigara, alkol, ilaç kullanımı sorgulanır. Kan sayımı, kan grubu, idrar tetkiki, açlık kan şekeri ve karaciğer-böbrek fonksiyon testleri başta olmak üzere, hepatit B antijeni, riskli gebeler belirlenir.
Ultrasonografi, bebeğin durumunu, gelişmesini, yapısını gösteren önemli bir tanı aracıdır. Büyük fetal anormalliklerin pek çoğu ultrason ile gösterilebilir, ancak bebeğin yapısını çok bozmayan küçük fetal anormalliklerin tanısındaki değeri daha az nettir. Bunun en güzel örneği Down Sendromudur. Ayrıca pek çok genetik ve gelişimsel bozukluklara bağlı hastalığın da ultrasonla tanısı konulamaz.
Bazı hastalıklar gebeliğin ilerleyen haftalarında fetusun ilgili organının büyümesi veya fonksiyonunu yerine getirememesi sonucunda ortaya çıkabilir. Bu hastalıkların daha önceden ultrasonografiyi yapan hekim tarafından görülmemesi, her zaman hekimin bu hastalığın tanısını atladığını göstermez. Yapılan ultrasonografinin bebekteki anormallikleri tespit olasılığı, yapan kişinin tecrübesine ve ultrason ekipmanlarının teknik özelliklerine göre %20 ile 80 arasında değişmektedir.
Bebek bu aşamada bir elma çekirdeği büyüklüğündedir. Sıvı dolu bir kesenin içinde yüzer. 6. haftanın sonunda kalp atışları başlar ve ultrasonda kalp atışları izlenebilir.
7. Haftada embriyo 7. haftada küçük bir üzüm tanesi büyüklüğündedir. 8. Haftada bir çilek boyutuna ulaşır.
Bu haftalarda bebeğin başı, vücudu, kolları ve bacakları çok net ayırt edilmeye başlar. 12. haftada bebeğin boyu yaklaşık 6,5 cm kilosu ise 18 gr.dır. İlk 3 ayda annenin 1-2 kilo alması beklenir. Aşırı kusması olan annelerde daha az kilo alımı olabilir. Anne bu dönemde gebelik boyunca alması gereken kiloların 'unu alır.
Ense Kalınlığının Ölçümü
11-14. haftalarda ultrason ile bebeğin ense (saydamlığının) kalınlığının ölçülmesi Down sendromu, diğer genetik hastalıkların yanı sıra kalp problemlerin tanısında bizlere fikir vermektedir.
Ense kalınlığı ölçümüne ek olarak anne kanından çalışılan serum hCG ve PAPP-A düzeylerinin ölçümü yani “İKİLİ TARAMA TESTİ” ile Down Sendromlu bir bebeğe sahip olma riski hesaplanır. Bu tarama testi ile Down Sendromlu bebeklerin % 90’ı saptanabilir.
Anne adayı gebeliğinin 2. üç ayına girmiştir. Artık kendini daha iyi hisseder. Cildinde özellikle de meme ucu ve çevresinde koyulaşma başlar. Karın belirginleşmeye başlar .Bu 2. üç ay döneminde anne 5-7 kilo almalıdır. Bebeğin boyu 16 cm., kilosu ise yaklaşık 135 gr.dır
16 -18 haftalar bebekteki anomalilerin saptanmasında en kritik dönemdir. Bu dönemde yapılan detaylı ultrason ile anne kanından çalışılan “Üçlü Tarama Testi” bebeğin sağlığı açısından çok önemli bilgiler verir.
Özellikle ailede kalıtımsal hastalıkları olan, daha önce anomalili bebek doğuran, ölü doğum yapmış ya da 35 yaşın üzerindeki kadınların bu tahlilleri mutlaka yaptırmaları gerekmektedir.
Üçlü tarama testi anne kanında bakılan total HCG, serbest estriol ve alfafetoprotein adlı hormonların düzeyleri ile anne yaşı ve gebelik haftasını birlikte değerlendirerek bebeğin Down Sendromlu olma riskini saptamaktadır. Üçlü tarama testi ile Down Sendromlu bebeklerin %64’ü saptanabilmektedir.
İkili ve üçlü tarama testleri sadece riski gösterir. Kesin tanı için gebeliğin ilk 3 ayında bebeğin eşinden örnek alınır, ikinci üç ayda ise bebeğin içinde olduğu sıvıdan örnek alınır. Amniosentez, bebeğin içerisinde bulunduğu sıvıdan, annenin karın bölgesinden ince bir iğne vasıtasıyla girilerek örnek alınması işlemidir. Alınan örneklerden bebeğin hücreleri elde edilip, kromozom sayısı saptanmaktadır.
Annenin karnı iyice belirginleşmeye başlamıştır. Bebeğin hareketlerini artık rahatça hissetmektedir. Bebek büyüdükçe annenin iştahı da artmıştır.. Memeler ileri derecede büyür. Meme uçlarından süt gelebilir. Diş etlerinde kanamalar olabilir.
Bebeğin boyu yaklaşık 25 cm. kilosu da 340 gr.dır. Bebeğin organlarının oluşumunun tamamlanıp belli boyutlara ulaştığı bu haftalarda detaylı (Target) ultrasonla fetal anomalilerin yakalanma olasılığı artar.
Bu dönemde tansiyon ve kilonun yakın takibi önemlidir. Şeker metabolizmasının bozulması gebelikte sıkça karşılaşılan bir problem olup bu nedenle “50 gr. Glukoz tolerans testi” her gebeye mutlaka yapılmalıdır. Bu dönemde gebe kadın sıcağa daha duyarlı olacağından ve normal bir insana göre daha fazla su kaybedeceğinden daha fazla sıvı alınımına dikkat etmelidir.
Bu dönemde bebek artık bütünü ile orantılı bir vücuda sahiptir. Erken doğum olsa da yoğun bakım şartlarında ve gerekli önlemlerle bebekler yaşatılabilmektedir. Bebek büyüdükçe iç organlara bası yaparak annede solunum güçlüğü veya sık idrara çıkma gibi yakınmalara neden olabilir. Annenin uykuları bozulabilir, eskisi kadar rahat uyuyamayabilir.
Leğen kemiği çevresindeki eklemlerin doğuma hazırlık amacıyla genişlemesi nedeniyle karın ve bacaklarda hafif rahatsızlık hissedilebilir. Bu haftada bebeğin boyu yaklaşık 40,5 cm. kilosu ise 1600 gramdır. Annenin kilo alım hızı yavaşlamıştır.
Artık bebek gelişimini hemen hemen tamamlamıştır, erken doğarsa tıbbi desteksiz yaşayabilir. Bebeğin başı leğen kemiğine girmeye başlar. Karın içinde hareket edemez ama tekmeler atar.
Bebeğin boyu yaklaşık 46 cm kilosu ise 2500 gr. dır. Bundan sonra günde yaklaşık 28 gr. alır. Annenin ayak bileğinde şişmeler ve varislerde belirginleşmeler olabilir.Bu dönemde, doğuma kadar kontroller haftada bir olmalıdır
Beklenen doğum haftasıdır, ancak bu tarihten 2 hafta önce veya 2 hafta sonra da doğum gerçekleşebilir. Düzensiz ve sık olmayan yalancı doğum ağrıları olabilir. Bebeğin hareketleri önceki döneme göre azalacaktır. Ama bir gün süresince 10 defadan az hareket etmesi bebeğin içeride sıkıntıda olabileceğinin bir ifadesi olabilir. Gerçek doğum ağrısı düzenli aralıklarla gelen, belden başlayıp kasıklara ve tüm karına yayılan, karında sertleşmeye neden olan ağrılardır.
Hem bebeğin kalp atışlarının değişkenliğinin hem de rahim kasılmalarının izlendiği bir tekniktir. Gebeliğin özellikle 24. haftasından itibaren annenin şikayetleri doğrultusunda kullanılabilir. Ama en çok 32. haftadan itibaren bebek kalp atışlarını değerlendirmek için kullanılır. Erken doğum eyleminin tanısında da çok yardımcıdır. Ayrıca doğum eylemi sırasında da bu cihazla bebek kalp atışları takip edilir.