Prof. Dr. Nilgün TurhanPROF. DR. NİLGÜN TURHANMENÜ+90551 971 4042
Jinekoloji

Vajinal akıntı nedir? nasıl geçer?

Vajinal akıntı nedir? nasıl geçer?

Vajinal akıntı nedir?

Vajinal akıntı normal olarak vajinayı temiz ve nemli tutan ve enfeksiyondan koruyan bir sıvı veya mukustur. Ana kaynağı rahim ağzındaki bezlerdir.

Şeffaf, beyaza yakın bir renkte, yumurta akına benzer kıvamda, kalın ve yapışkan, kaygan ve ıslak bazen hafif kokulu veya kokusuz olan, kansız, pH asidik (3.8-4.5) akıntılar normaldir. Çamaşırda hafif nem bırakabilir.

Vajinal akıntı neden olur?

Mikroorganizmalar doğal yaşamın her yerinde vardır. Barsak ve deride1016 bakteri bulunur. Vulva ve vajenin doğal lokal bir florası vardır. Vajen steril bir organ değildir. Akıntıya neden olan mikro organizmaların bir çoğu zaten normal vajen florasında bulunmaktadır.

Kadınlarda üreme çağında salgılanan östrojen hormonu vajen en üst tabaka yüzey hücrelerinde bol miktarda glikojen sentezi ve depolanmasını sağlar. Vajina boşluğuna dökülen bu hücrelerdeki glikojen bakteriler tarafından metabolize edilir ve laktik asit oluşur. Bu süreci döderline basilleri yani laktobasiller sağlar.

Normal vajina florası asidiktir. Bu asidik ortam hastalık oluşturmayan bakteri florasının sağlanmasında (laktobasiller) önemli rol oynar, normal vajen dokusunun korunmasına yardımcı olurken, patojen mikroorganizmaların çoğalmasına da engel olur. Laktobasillerin yeterli miktarda olmasını sağlıyan ve vajinayı koruyan en önemli faktörleriden biri östrojen hormonudur.

Üreme çağındaki kadınlarda yüksek östrojene bağlı olarak normal vajinal pH 3.8-4.5 (asidik) arasında iken ergenlik öncesi ve menopoz sonrası kadınlarda östrojen eksikliğine bağlı olarak vajinal pH ≥ 4.5 (alkali) düzeydedir. Östrojen hormonunun yetersiz olduğu çocukluk ve menopoz dönemlerinde vajinal flora dengesinin bozulma ihtimali artar.

Yumurtlama döneminde, adet dönemi öncesi, cinsel uyarılarla ve gebelikte salınım arttığı için vajinal akıntılar da artar. Çocukluk döneminde adetler başlamadan önce ve menopoz döneminde normal adet döngüsü bitince östrojen düzeyi çok düşük olduğu için akıntı miktarı azalır, vajinal akıntı minimaldir.

Hormonal aktivite olmadığı için vajina en üst tabakasını oluşturan epitel hücreleri çok az glikojen içerirler. Döderlein basilleri denilen laktobasiller mevcut değildir, vajen pH’sı alkalendir. Vajina enfeksiyonlara daha yatkındır.

En sık yaşanan jinekolojik problemlerden biri olan vajinal akıntıların çoğu normal vajinal floranın bozulması nedeni ile oluşur. Vajende az miktarda bulunan ve zarar vermeyen mikroplar ile vajenin asidik olmasını sağlayan faydalı laktobasil mikropları (döderlein basilleri) arasındaki denge normal vajen florasını oluşturur.

Vajinal ortamı oluşturan bu denge değişirse yani laktobasil mikropları azalırsa asidik olan vajen pH’sı değişir, alkali hale gelir, vajende az miktarda bulunan zararsız mikroplar fazlalaşır ve bu mikropların neden olduğu vajinal enfeksiyonlar ve akıntılar ortaya çıkar. Asidite patojen mikrorganizmalara karşı bariyerdir.

Flora bozulduğunda bariyer yıkılır ve vajinit adı verilen vajinal enfeksiyonlar akıntıya neden olurlar. Vajinal floranın bozulması sonucu oluşan akıntılar en sık mantar olarak bilinen candida enfeksiyonları ve bakteriyel vajinosise bağlı vajinal akıntılardır.

Çeşitli organların iltihabi hastalıkları (idrar yolu enfeksiyonu, bademcik iltihabı, ortakulak iltihabı, zatürre gibi) sırasında kullanılan antibiyotikler vajinada bulunan faydalı laktobasilleri öldürerek, diğer bakteri enfeksiyonları ve mantar enfeksiyonlarına zemin hazırlar.

Vajinal akıntıların bir diğer önemli nedeni de cinsel yolla bulaşan mikropların yol açtığı vajinal enfeksiyonlardır.

Normal vajinal florası ne zaman bozulur?

  • Hormonal değişiklikler,
  • Sıcak nedeni ile genital bölgenin nemli ve havasız olması,
  • Sık cinsel ilişki,
  • Yaz aylarında ev dışında ortamlarda vakit geçirilmesi,
  • Hijyenik olmayan tuvaletler kullanılması,
  • Sık sık denize veya havuza girilmesi,
  • Islak mayo bikini ile kalınması,
  • Susuzluk,
  • Uykusuzluk,
  • Bazi ilaçlar: antibiyotikler, doğum kontrol hapları, steroid ilaçlar,
  • Diyabet gibi sistemik hastalıklar,
  • Alkol bazlı kozmetik ürün kullanımı,
  • Genital bölgede geçirilmiş ameliyatlar,
  • Uzun ve yoğun yaşanan stres,
  • Çok eşlilik,
  • Steril olmayan doğum ve kürtajlar,
  • Düşük sosyoekonomik durum-kötü çevre koşulları, beslenme bozukluğu ve yetersiz hijyen.

Akıntısı olan kadınlar hangi durumlarda jinekolojik muayeneye başvurmalıdır?

  • Vajinal akıntınızın rengi, kokusu veya yapısı değişirse,
  • Vajinal akıntı miktarı normale göre artmışsa,
  • Kanlı akıntı varsa,
  • Akıntı kokulu ise,
  • Akıntı yeşil, kahverengi, sarı veya pembe kırmızı ise,
  • Koyu, peynir kıvamında veya pıhtı gibi ise,
  • Akıntının yanı sıra karın ağrısı ve ateş varsa,
  • Akıntı ile birlikte genital bölgede acı, kızarıklık, yanma ve kaşıntı varsa,
  • Adet dönemleriniz arasında veya cinsel ilişkiden sonra kanama olursa,
  • Cinsel ilişkide ağrı veya yanma şikayeti varsa,
  • İdrar yaparken ağrı varsa,
  • Alt karında ve uyluk aralarınızda ağrı hissederseniz (pelvik ağrı).

Bu durumlarda doktora başvurulması tavsiye edilir. Bunlar ihmal edildiğinde daha ciddi sorunlar oluşabilir.

Vajinal Akıntı Çeşitleri Nelerdir?

Vajinal akıntı şikayeti jinekoloji polikliniklerine en sık başvuru nedenidir. Vajinal akıntının yapısı nedenlerine göre farklı olabilmektedir.

Sık görülen vajinal akıntı çeşitleri ve akıntıya neden olan faktörler aşağıdaki şekildedir;

  1. Beyaz Akıntı
  2. Şeffaf Akıntı
  3. Kahverengi Akıntı
  4. Sarı Akıntı
  5. Yeşil Akıntı

1- Beyaz Akıntı: Kokusuz beyaz akıntı genellikle adet döneminin başında ve sonunda yaşanmaktadır. Bunun yanı sıra beyaz akıntının kesik bir dokuda olması ve kötü kokması ise mantar enfeksiyonu nedeni ile olabilmektedir.

2- Şeffaf Akıntı: Genellikle fiziksel aktiviteler sonrasında yaşanmaktadır ve normal karşılanmaktadır. Şeffaf ve esnek kıvamda akıntı ise yumurtlama belirtisidir.

3- Kahverengi Akıntı: Adet dönemi veya sonrasında yaşanan kahverengi vajinal akıntıya ağrı ve kaşıntı eşlik etmiyorsa normal kabul edilir. İki adet dönemi ortasında yaşanan kahverengi akıntının sebebi öncelikle yumurtlama kanaması olarak düşünülür. Gebe kadınların ilk haftalarda kahverengi vajinal akıntı yaşamaları ise düşük belirtisi olabilmektedir. Gebelik döneminde yaşanan kahverengi akıntı durumunda mutlaka doktora başvurulması gerekmektedir.

4- Sarı Akıntı: Genellikle bir enfeksiyon belirtisidir. Sarı renkte vajinal akıntı kötü kokulu ise ve akıntının yanı sıra kaşıntı ve ağrı hissi duyuluyorsa doktora başvurulması ve gerekli tedavi yöntemlerinin uygulanması gerekmektedir. Sarı renkte vajinal akıntının nedeni cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar da olabilir.

5- Yeşil Akıntı: Trikomoniyaz adlı enfeksiyon bazı kadınlarda yeşil renkte vajinal akıntıya neden olmaktadır. Yeşil renkte akıntı problemi olan kadınların ertelemeden bir doktora başvurması gerekmektedir.

Vajinal akıntı yapan enfeksiyonlar nelerdir?

Vajinal Akıntı Yapan Enfeksiyonlar

Akıntı koyu sarı, yeşil, kahverengi, kanlı, köpüklü, kötü kokulu ise, beraberinde ağrı, idrar yaparken yanma, normal dışı kanama gibi belirtilerle seyrediyorsa çoğu durumda genital enfeksiyona işaret eder.

Bakteriyel Vajinosis-Gardnerella Vaginalis: Şeffaf, genelde renksiz, balık gibi kötü kokulu, bol miktarda akıntı olur. Koku ilişkide daha belirgin hissedilir.

Vajinal kötü kokulu akıntının en sık nedeni bakteriyel vajinosis enfeksiyonudur. Cinsel yolla bulaşmaz ancak cinsel aktivite ile ilişkilidir, cinsel ilişki riski faktörüdür.

Mantar Enfeksiyonları-Candida Albicans: Mantar enfeksiyonları, kadınların %75’i en az bir kez, %50’si 2 veya daha fazla kez, % 5-10 `u 4 ve daha fazla kez mantara bağlı akıntı şikayeti yaşarlar. Süt kesiği şeklinde kokusuz beyaz akıntı ile birlikte kaşıntı, tahriş, yanma, batma, cinsel ilişki sırasında veya idrar yaparken ağrı şikayetleri olabilir. Vajinal akıntıların en sık ikinci nedenidir. Cinsel yolla geçen hastalık grubunda değildir.

Trichomonas Vajiniti-Trichomonas Vaginalis: En sık görülen cinsel yolla bulaşan vajinal akıntı nedenidir, eş tedavisi gerekir. Birden fazla partner, düşük sosyoekonomik düzey, kondom kullanılmaması, cinsel yolla geçen hastalık öyküsü risk faktörleridir.

Bol miktarda, köpüklü, sarı yeşil renkli, kötü kokulu akıntı ve kaşıntı şikayeti olabilir. İdrar yaparken yanma, sık idrara gitme, cinsel ilişkide acı, ağrı şikayetleri eşlik edebilir. Ancak Trichomas vajiniti olan kadınları yaklaşık yarısında herhangi bir şikayet olmayabilir.

Aerobik Vajinit: Laktobasiller aşırı derecede azalmıştır. Aerobik bakteriler (group B Streptococci, Staphylococcus aureus, Escherichia coli and Enterococci) artar. Genellikle menopoz dönemindeki kaldınlarda görülen akıntıdır. Tedavide vajen florasını en az bozan antibiyotikler, probiyotikler ve gerekirse östrojen içeren vajinal krem veya vajinal tabletler kullanılır.

Ureaplasma ve Mikoplasma Enfeksiyonları-Ureaplasma Urealyticum-Mycoplasma Hominis: Ureaplasma ve Mikoplasmalar cinsel yönden aktif ve sağlıklı birçok kadın ve erkeğin normal genital floralarında bulunurlar. Genç kadınlarda ve sosyoekonomik düzeyi düşük toplumlarda kolonizasyon daha fazladır. Ancak cinsel ilişki ile de bulaşabilir.

Ureaplasma ve Mikoplasmalar vajinal enfeksiyonlar, servisit denilen rahim ağzı enfeksiyonu ve üst genital system enfeksiyonu olan pelvik inflamatuvar hastalığın önemli bir belirtisi olan vajinal akıntıya yol açabilirler. Ancak çoğu zaman belirti vermeyebilirler.

Kötü kokulu genital akıntı Ureaplasma ve Mikoplasmada en çok görülen belirtidir. Akıntı sarı yeşil renkte olabilir. Genel olarak kaşıntı yoktur. İdrar sonrası yanma ve sızı olabilir. Üst genital sistemi de enfekte ederse üst genital sistem enfeksiyonu ve pelvik apseler, kasık ağrısı, yüksek ateş ve cinsel ilişki sırasında ağrıya sebep olabilir. Ureaplasma idrar yolları iltihabı, gebelerde koryoamnionit denilen plasenta enfeksiyonu, düşük doğum ağırlıklı bebek doğumu, düşük ve erken doğum, doğum sonrası ateş sebebi olabilir.

Ureaplasma ve Mikoplasmalar tedavi edilmezse üst genital sisteme yayılıp abse, tüplerde tıkanıklık yaparak kısırlığa yol açabilir ve hamilelik ve doğum sırasında bebeğe geçip yenidoğanda solunum sistemi hastalıklarından ve menenjitten sorumlu olabilirler.

Klamidya Enfeksiyonu-Chlamydia Trachomatis: Cinsel yolla bulaşır, eş tedavisi gerekir. Klamidya enfeksiyonu çoğu zaman bir şikayete yol açmaz ve herhangi bir belirti vermeyebilir. İdrar yaparken ağrı, olağan dışı akıntı, karın ağrısı, cinsel ilişki sonrası kanama ve adetler arasında kanama ortaya çıkabilir.

Gonore-Bel Soğukluğu-Neisseria Gonorrheae: Cinsel yolla bulaşır, eş tedavisi gerekir. En sık rastlanan şikayetler vajinal akıntı, sık idrara gitme ve idrar yaparken yanmadır. Akıntıya bağlı dış genital bölgede ödem, yanma kaşıntı, ağrı gelişebilir. Enfeksiyon üst genital bölgeye yayılırsa alt karın ve her iki kasıkta şiddetli karın ağrısı ve ateş olur. Ancak Gonoreli kadınların yaklaşık % 60’ında herhangi bir şikayet olmayabilir.

Sfiliz-Frengi Hastalığı-Tripenoma Pallidum: Cinsel yolla bulaşır, eş tedavisi gerekir.

Vajinal akıntı kaç yaşında başlar?

9-14 yaş arasında gerçekleşen ergenlik dönemi ile başlayan hormonal fonksiyonlar sonucu kız çocuklarında normal olan doğal vajinal akıntılar başlar. Ancak çocukluk dönemindeki kız çocuklarında da çeşitli nedenlere bağlı akıntılar olabilir.

Çocuklarda vajinal akıntı sebebleri nedir?

Çocukların vajinal florasında laktobasil yoktur, pH> 6, vajinal akıntıları olmaz. Çocuklardaki akıntılarda genellikle belirgin bir enfeksiyon ajanı bulunamaz. Akıntı nedeni kötü hijyen koşulları veya barsak parazitleri olabilir.

Çocukluk dönemindeki kızlarda östrojen hormonunun koruyucu etkisinin olmaması nedeni ile vajina PH’ sı bozulabilir ve flora bozukluğuna bağlı A grubu beta hemolitik streptokok, hemofilus influenza, bazı gram negatif basiller ve stafilokokus aureus gibi patojen bakteriler üreyebilir. Hijyen düzeltilirse veya barsak parazitleri tedavi edildiğinde akıntılar kaybolur. Kız çocukları hijyen konusunda eğitilmelidir.

Cinsel taciz varsa Neisseria Gonore, Garnerella vaginalis, Trikomonas vaginalis, Tripenoma Pallidum (sifiliz etkeni),Klamidya trachomatis gibi cinsel yollan bulaşan mikroorganizmalar akıntı nedeni olabilir. Çocuklardaki vajina akıntıların bir diğer nedeni de travma veya yabancı cisim olabilir. Tüm bu sayılan nedenlerle çocukluk döneminde yaşanan akıntılarda hekim değerlendirmesi uygun olacaktır.

Vajinal akıntı kaç yaşında biter?

Menopoz döneminde azalan östrojen sonucu kadınlarda normal olan doğal vajinal akıntılar azalır, hatta kaybolur. Ancak menopoz dönemindeki kadınlarda da çeşitli nedenlere bağlı akıntılar olabilir.

Menopoz döneminde akıntılar neden olur?

Menopoz döneminde vajinal akıntılar genellikle östrojen hormonu eksikliği sonucu gelişen atrofik (senil) vajinit sonucudur. Vajina en üst tabakasını oluşturan epitel hücrelerinde östrojen hormonu eksikliği nedeni ile glikojen ve laktobasiller azalır veya tamamen kaybolur, vajen pH’sı alkali hale gelir, bu nedenle vajina enfeksiyonlara daha yatkındır.

Akıntı hafif kanlı olabilir, vajende yanma hissi, dış genital bölgede kaşıntı, idrar yaparken yanma, cinsel ilişki sırasında acı, yanma veya ağrı şikayetleri olabilir. Tedavisinde östrojenli kremler, enfeksiyon varsa antibiyotikler kulanılır.

Vajinal akıntı her gün olur mu?

Vajinal akıntılar genellikle her kadında görülür, normal bir durumdur, akıntı miktarı değişken olabilir. Vajinal akıntılar normal olarak adet kanaması öncesi, adet dönemleriniz arasında (yumurtladığınız zaman) cinsel uyarı sonucu artabilir.

Gebelikte rahim ağzındaki bezlerin salgıları ile olan ve tüm hamilelik boyunca devam eden akıntılar gebeliği ve bebeği korur. Bununla birlikte, enfeksiyona bağlı götürebilen bazı akıntı tipleri vardır, bu durumda genellikle akıntının rengi sarı veya yeşil, koyu kıvamda veya kötü kokulu olabilir, birlikte ek şikayetler de olabilir, bu durumda muayene ve değerlendirme sonrası tedavi gerekir.

Geçmeyen Vajinal Akıntı

Yılda 4 veya daha fazla kez akıntı şikayeti olursa tekrarlayan vajinit olarak tanımlanır. Bu durumlarda vajinal florayı bozabilen durumlar ortaya konmalı ve varsa yanlış davranışlar düzeltilerek vajen hijyeni sağlanmalıdır. Ancak allta yatan bazı hastalıklar veya bazı risk faktörleri varsa geçmeyen, sık tekrarlayan akıntıların sebebi olabilir.

Risk faktörleri: Kontrolsüz şeker hastalığı, immun yetmezlik, gebelik, sık antibiyotik kullanımı, genç yaş, siyah ırk, vajinal duş, sigara kullanımı, spiral kullanımı, yeni partner değişimi, birden fazla partner olması gibi.

Vajinal akıntı adet belirtisi mi?

Adet dönemi öncesinde ve sonrasında olan akıntılar normal olabilir. Şeffaf veya süt rengi akıntı yerine kahverengi bir akıntı olursa adet döngüsünün başladığının bir işareti olarak kabul edilir. Ancak bu kahverengi akıntılar bazen bir enfeksiyon veya polip gibi bazı jinekolojik problemleri de işaret edebilir. Bu durum tekrarlıyorsa doktorunuza başvurmalısınız.

Bazı durumlarda ise adet öncesi meydana gelen kahverengi kanama şeklinde olan vajinal akıntılar embryonun rahimde yerleşmesi sırasında oluşabilir, erken gebelik belirtisi olarak sayılabilir veya çok erken bir gebelik kaybınının habercisi olabilir.

Bakirelerde beyaz vajinal akıntı neden olur?

Kızların çoğu ergenlik çağından sonra, özellikle adet dönemlerinin ortasında veya yumurtlama sırasında şeffaf, ince, sulu, sümüksü ve yapışkan olabilen vajinal akıntı yaşar, kötü koku yoktur. Normal vajinal akıntının rengi berrak veya sütten beyaza kadar değişir.

Rahim kanseri vajinal akıntı ile belirti verebilir mi?

Rahim ağzı (serviks) kanseri kötü kokulu veya kanlı akıntı ile belirti verebilir. Bu şikayetin varlığında acilen doktora başvurulması gerekir. Yılda en az bir kez normal jinekolojik muayene olunması ve smear testinin alınması rahim ağzı kanserin erken tanısını sağlar.

Vajinal Akıntı Tedavisi İstanbul

Vajinal akıntı tedavisi akıntıya yol açan nedene bağlıdır. Örneğin, candida yani mantar enfeksiyonları genellikle lokal olarak tedavi edilirler, vajinaya krem veya jel formunda yerleştirilen ilaçlar kullanılır. Tekrarlayan dirençli mantar akıntılarında ağızdan ilaçlar kullanılır.

Bakteriyel vajinoz, ağızdan alınan antibiyotik hapları ve lokal kullanılan vajinal tablet (ovul) veya kremlerle tedavi edilir. Vajinal florayı bozan etkenlerin düzeltilmesi konusunda dikkatli olunması önerilir.

Trichomonas genellikle ağızdan alınan metronidazol veya tinidazole ilaçları ile tedavi edilir. Eş tedavisi gerekir ve tedavi bitimine kadar cinsel ilişki önerilmez. Ureaplasma ve Mikoplasma enfeksiyonlarında antibiyotik tedavisi ve eş tedavisi gerekir.

Diğer cinsel yolla bulaşan akıntıların tedavisinde mikrobun cinsine göre tedavi protokolü uygulanır. Cinsel yolla bulaşan tüm hastalıklarda kapının açık olduğu, bu mikrop girebildi ise diğerlerinin de girmiş olabileceği veya girme riskinin olduğu bilinmeli ve riskler konusunda gereken önlemler alınmalıdır.

Vajinal enfeksiyonlarda eş tedavisi vermek gerekir mi?

Vajinal floranın bozulması sonucu olaşan Candidiasis, Bakteriyel vaginosis gibi vajinitlerde eş tedavisi gerekmez. Ancak Trikomonas, gonore, klamidya veya diğer cinsel yolla bulaşan genital enfeksiyonlarda mutlaka eş tedavisi gerekir.

Vajinal akıntının bitkisel tedavileri var mı?

Bitkisel tedaviler ile ilgili yapılan karşılaştırmalı bilimsel çalışmalar yetersizdir ancak faydalı olduğu konusunda yayınlar vardır. Kullanmak isterseniz yine de kendiniz aktarlardan alarak değil hekiminizin önerdiği bitkisel tedavileri uygulayın.

Bitkisel tedaviler vajinal akıntıyı nasıl iyileştirir?

Vajinal akıntı tedavisinde kullanılan bitkilerin etki mekanizmaları:

  • Doğal vajinal florayı desteklerler,
  • Mantarları azaltarak tedavilerin başarısını artırırlar,
  • Vajina pH’sını asidik yaparlar, bu nedenle enfeksiyonlara karşı koruyucudur.

Uçucu Kekik Yağı: Mantar enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanılan kekik yağı marketlerin baharat bölümünde bulunan kekik ile aynı şey değildir. Yabani kekik veya Origanum vulgare'den yapılan uçucu kekik yağı güçlü antifungaller olan (mantarları yok eden) timol ve karvakrol içerir.

2017 yılında yapılan bir araştırma, esansiyel kekik yağının Candida albicans'ın üremesini azalttığını göstermiştir. Kekik yağı, doğal bir kan sulandırıcı olduğundan, başka bir nedenle kan sulandırıcı ilaç kullanıyorsanız veya K vitamini eksikliği gibi kan pıhtılaşma sorunlarınız varsa kekik yağı kullanmayın.

Aromaterapi olarak kullanılan uçucu yağlar ağızdan alınmaz. Uçucu kekik yağlarını zeytin yağı veya tatlı badem yağı gibi bir taşıyıcı yağda seyreltilmiş kullanmanız önerilir. 100 ml taşıyıcı yağa 10-15 damla damlattıktan sonra masaj yaparak cilde uygulayabilirsiniz. Vajinanızın yakınına uygulamayın.

Hindistan Cevizi Yağı: Hindistan cevizi yağı, hindistan cevizinden elde edilen bir yağdır. Yağın antifungal (mantarları yok eden) özellikler de dahil olmak üzere birçok sağlık yararları vardır. Çalışmalar, hindistan cevizi yağının Candida albicans'a karşı etkili olduğunu göstermiştir.

Hindistan cevizi yağı, vajinal kuruluk da dahil olmak üzere birçok şikayet için popüler hale gelmiştir. Hindistan cevizi yağı vajina için doğal bir nemlendirici olarak son zamanlarda ilgi görmektedir. Ancak vajina için kayganlaştırıcı veya nemlendirici olarak güvenle kullanılıp kullanılamayacağı konusunda farklı görüşler vardır.

Hindistan cevizi yağı vajinayı bir biyofilm gibi kaplayabilir ve bu nedenle tekrarlayan bakteriyel enfeksiyonlar için risk oluşturabilir. Ayrıca, doğal vajina florası her etkilendiğinde mantar enfeksiyonu riskiyle karşı kalınabilir.

Cinsel ilişki sırasında kayganlaştırıcı olarak kullanıldığında prezervatiflerdeki lateksi bozabilir ve bu nedenle planlanmamış gebelik riski oluşturabilir. Preservatif lateksindeki bozulma aynı zamanda cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların bulaşması için de bir risk faktörüdür.

Vajina and vulvadaki (dış genitallerdeki deride) kaşıntı her zaman nem eksikliğine bağlı olmayabilir ve daha ciddi bir probleme işaret edebilir. Doğru teşhis ve tedaviyi sağlamak için bir jinekolog tarafından değerlendirmesi önemlidir. Vajinal kuruluğa emzirme, menopoz, ilaçlar, iltihaplı bağırsak hastalığı, malignite neden olabilir, bu sebeple kendinize bir tedavi uygulamadan önce hekime başvurmanız önemlidir.

Hindistan cevizi yağı vajinal kuruluk için kullanılacaksa az miktarda ve sadece haftada iki kez kullanın. Ayrıca kaşıntı, tahriş, kızarıklık, ağrı veya koku gibi değişik bir şikayet ortaya çıkıp çıkmadığını izleyin. Hindistan cevizi yağı kullanarak vajinal mantar enfeksiyonunu tedavi etmek için saf, organik hindistan cevizi yağı kullanılması gerekiyor. Yağı doğrudan etkilenen bölgeye uygulayabilirsiniz.

Çay Ağacı Yağı: Çay ağacı yağı, mantarları, bakterileri ve virüsleri öldürmek için kullanılan uçucu bir yağdır. Yapılan araştırmalar çay ağacı yağı içeren vajinal fitilin vajinal enfeksiyonların tedavisine yardımcı olabileceğini göstermektedir. Çay ağacı yağının antifungal (mantarları yok eden) ve antimikrobiyal özelliklere sahip olduğu gösterilmiştir.

Çay ağacı yağı inanılmaz derecede güçlüdür. Cildinize temas etmeden önce jojoba veya hindistan cevizi yağı gibi bir taşıyıcı yağ ile seyrelttiğinizden emin olun. En doğrusu önceden hazırlanmış çay ağacı vajinal fitillerini kullanmaktır. Çay ağacı yağını nadiren kullanın ve asla içmeyin. Cildiniz hassas ise çay ağacı yağı kullanmayın. Herhangi bir rahatsızlık olursa kullanmayı bırakın.

Elma Sirkesi: Mantara bağlı vajinal akıntılarda elma sirkesi banyosu sık kullanılır. Ilık bir küvete yarım bardak elma sirkesi ekleyip 20 dakika beklediğinizde, sirkenin asidik bileşeni mantar dahil tüm zararlı mikro organizmaları ortadan kaldırabilir.

Elma sirkesi banyosu, vajinanızdaki bakterileri temizleme amacı ile kullanılan vajinal duşla aynı anlama gelmez. Vajinal duş yapılması mantar enfeksiyonunun yeniden ortaya çıkmasına daha yatkın hale getirir. Elma sirkesi ile vajinal duş yapmayın. Sirke cilde değdirilmeden önce su ile seyreltilmelidir. Ayrıca diyetinize de elma sirkesi ekleyebilirsiniz.

Hidrojen Peroksit: Hidrojen peroksit bakteri ve mnatarları öldüren bir antiseptiktir. Hidrojen peroksit vajinada Lactobasil bakterileri tarafından üretilir ve mantarlara karşı biyolojik aktivitenin bir parçasıdır.

Tüm mantar türleri üzerinde etkili olmasa da, lokal olarak hidrojen peroksit kullanılması mantar enfeksiyonlarında bazı kadınlarda faydalı olabilir. Hidrojen peroksit ile vajinal duş önerilmez. Banyo suyuna eklemek veya suyla seyreltmek genital organlarda mantarların üremesine engel olabilir. Genital bölgenize uygulamadan önce su ile yarı yarıya sulandırmanız ve uzun süre kullanmamanız önerilir.

C Vitamini: C vitamini (askorbik asit) bir bağışıklık sistemi güçlendiricisidir. Güçlü bir bağışıklık sistemi vücudun dengesini sağlar. C vitamini antimikrobiyal özelliklere de sahiptir. Vajinal mantar akıntılarını yenmek için diyetle C vitamini alımının artırılması tedavi başarısını artırır.

Vajinal akıntı tedavisinde bitkiler dışında diğer destekleyici tedaviler var mı?

Yoğurt: Lactobacillus acidophilus gibi canlı bakteriler içerdiğinden probiyotik olarak kabul edilebilir. Bu bakteriler vajinanızda sağlıklı bir ortam yaratmak için çok önemlidir. Dengesizliğin neden olduğu aşırı üremenin tedavisine yardımcı olabilirler.

2017 yılında yapılan bir çalışmada yoğurt yemenin bağırsak mikrobiyomunu artırmaya yardımcı olduğu ve vücuttaki mantarı azalttığı gösterilmiştir. Yoğurdu sevmiyorsanız probiyotik alabilirsiniz veya kefir içebilirsiniz. Probiyotikler en iyi yiyeceklerle alınır. Yoğurdu sade ve şeker ilave etmeden tüketin.

Borik Asit: Borik asit, ilaçlara dirençli mantar enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılabilen güçlü bir antiseptiktir. Borik asit çok zehirlidir, emilimi fazla olursa böbrek hasarına, dolaşım sisteminde akut yetmezliğe veya ölüme yol açabilir. Bu nedenle ciltte yaygın borik asit kullanmaması ve ağızdan alınmaması gerekir. Hamilelikte hiçbir şekilde kullanılmaz. Hassas cilde sahip olanlar için iyi bir seçim olmayabilir.

Probiyotik Fitiller ve Takviyeler: Probiyotikler bakteri mantar dengesinin düzenlenmesine yardımcı olur. Lactobacillus acidophilus bakterisi suşlarını içeren bir oral probiyotik rejimi ile sindirim sistemi ve vajinal flora düzelebilir. Yoğurt yemek, probiyotikleri artırmanın bir yoludur.

Ağızdan alınan takviyelerin tam etkiye ulaşması yaklaşık 10 gün sürer, bu nedenle hızlı cevap alabilmek için vajinal fitil olarak probiyotik kullanır. Probiyotik fitillerin Bakteriyel vajinosis tedavisinde de etkili olduğu gösterilmiştir.

Vajinal akıntı nasıl geçer?

Genellikle enfeksiyona bağlı yaşanan anormal vajinal akıntıya karşı alınacak önlemlerin başında genital hijyenin en iyi şekilde sağlanması gerekir.

  • Sentetik naylon, renkli ve boyalı iç çamaşırlar vajinal bölgeye hava akışını azaltabilir. Beyaz, saf pamuklu iç çamaşırlar kullanılmalıdır.
  • Günlük pet kullanmayın.
  • Adet kanaması olduğu dönemde sık ped değişimi yapın, her değişmeden önce ve sonra ellerinizi yıkayın.
  • Sıkı kıyafetler kasık ve genital bölgeyi sıkıp, havalanmasını bozup tahriş edebilir. Bol giysiler tercih edilmelidir.
  • İç çamaşırların temizliğinde parfüm içeren ve boyalı sabunlar, çamaşır deterjanları ve kumaş yumuşatıcıları kullanılmalıdır. Kızgın ütü ile ütülemek faydalıdır.
  • Genital bölgenin kuru tutulması gereklidir. Nem kaşıntının artmasına neden olur. İç çamaşırı günde en az iki kez değiştirilmelidir.
  • Bakterilerin yayılması önlemek için eller düzenli yıkanmalıdır.
  • Bakterilerin vajinaya girmesini önlemek için genital bölge temizliğinde önden arkaya doğru silme işlemi yapılmalıdır.
  • Vajinal duş olarak bilinen vajinanın içinin su ile yıkanmamasından kaçının.
  • Vajina ve idrar yollarını tahriş edebilecek köpük banyosu veya diğer kokulu ürünlerden uzak durulmalıdır.
  • Genital bölge temizliğini normal sabun veya duş jeli ile yapmayın, genital bölge için özel üretilmiş pH!sı 4.5 ve altında olan özel sıvı sabunlar kullanabilirsiniz.
  • Aşırı sıcak banyo suyu kullanmaktan kaçınmak gerekir.
  • Vajinal akıntı ve enfeksiyonlara karşı korunmada kondom kullanımı faydalıdır.
  • Cinsel partner seçimine özen gösterilmesi gerekmektedir.
  • Vajinal enfeksiyon için kullandığınız ilaçlar varsa tedavinizi düzgün uygulamaya dikkat edin ve bu süre içinde cinsel ilişkiden kaçının.
  • Bol su tüketin.
  • Kayganlaştırıcı olarak vazelin içeren kremler kullanmayın.
  • Vajen ve dış genital bölgenin sürekli yıkanmaması.
  • Oro-genital veya ano-genital cinsel ilişki riski artırıyor.
  • Tükettiğiniz şeker ve işlenmiş gıda miktarını sınırlayın. Mantar şekerle büyür.

Bağışıklık sistemini güçlendiren sebze ve meyvelerin, doğal, az işlenmiş gıdaların tercih edilmesi, fast food gibi sağlıksız ürünlerden, tatlı, yağlı, pasta, kek, kurabiye, aşırı tatlı meyveler, dondurma gibi yüksek karbonhidratlı gıdalardan uzak kalınması tedavi başarısını artırır.

Güncelleme Tarihi: 01.04.2023
Prof. Dr. Nilgün Turhan
Editör
Prof. Dr. Nilgün Turhan
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.
Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.
Prof. Dr. Nilgün Turhan TelefonProf. Dr. Nilgün Turhan WhatsappProf. Dr. Nilgün Turhan Randevu
Prof. Dr. Nilgün TurhanProf. Dr. Nilgün TurhanKadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Tedavisi Uzmanı
+90551 971 4042
İnternet sitemizde çerez kullanılmaktadır. Çerez Politikası sayfasını inceleyebilirsiniz. Devam etmeniz halinde çerez kullanımına izin verdiğinizi kabul edeceğiz.